“Durum
Hikâyesi”nin Türk Edebiyatı’ndaki en büyük temsilcisinin Sait Faik
Abasıyanık olduğunu hepimiz lise eğitimimiz sırasında öğrenmişizdir. Gene lisede, klasik hikâyelerdeki
olay örgüsünün “giriş, gelişme ve sonuç” gibi belirgin aşamalarından
oluştuğunu, buna karşın Sait Faik’in hikâyelerinin ise başı, sonu belirgin
olmayan çeşitli kesitlerle, durumlarla, anlarla ilerlediğini, bir Sait Faik
hikâyesinin hiçbir zaman bitmediğini ya da sonuçlanmadığını çeşitli ders
kitaplarından okumuşuzdur. Hatta bu tür bilgiler ve tanımlar çeşitli
sınavlarda “soru” olarak karşımıza çıkmıştır. Ancak, lisede okuduğumuz ders
kitaplarında “Sait Faik’in Durumu”ndan bahsedilmez...
Sait
Faik’in Durumu’nu işaret etmek için onunla ilgili birkaç olaydan
bahsedeceğim:
Sait
Faik’in en bilindik hikâye kitabının adı “Havada Bulut”tur. Ancak, Sait Faik
bu kitabının adını “Kovada Bulut” olarak düşünmüştür. Kitaptaki hikâyelerden
birinde, kovada taşınan (gökyüzünden kovadaki suya yansıyan) bir buluttan
bahsedilmektedir. Büyük bir karışıklık sonucu söz konusu hikâyeler, “Büyük
Doğu” adlı dergide “Havada Bulut” adıyla tefrika edilmiştir ve bu isimle
tanınmıştır. Sonradan Sait Faik, tefrikanın ismini değiştirememiş ve
hikâyeler 1951 yılında Varlık Yayınları tarafından “Havada Bulut” adıyla
yayımlanmıştır.
Sait
Faik’in “Medarı Maişet Motoru” adlı romanının başına gelmeyen kalmamıştır.
Öncelikle, bu romanı Babıali’deki hiçbir yayınevi basmak istememiştir. Sait
Faik, annesinden aldığı parayla kitabı basmak zorunda kalmıştır. Yokuş
Kitabevi’nden çeşitli zorluklarla basılan bu kitap, garip bir şekilde
toplatılmış ve tüm nüshaları imha edilmiştir. Romanın 1952 yılında Varlık
Yayınları tarafından yapılan ikinci baskısı ise “Birtakım İnsanlar” adıyla
yayımlanmıştır. Rivayete göre kitabın bazı bölümleri hâlâ eksiktir veya
kitaptaki bölümler çeşitli nedenlerle karışık olarak basılmıştır.
Türk
Edebiyatı’ndaki en ünlü hikâye kitabı olan “Alemdağ’da Var Bir Yılan”’ın
ismiyle ilgili hikâye de ünlüdür. Önceleri Sait Faik bu kitabına bir isim
bulamamış ve kitabın adını Yaşar Nabi’yle birlikte “Öyle Bir Hikâye” olarak
kararlaştırmışlar. Sonra, Sait Faik, kitabın baskısına çok kısa bir zaman
kalmışken Yaşar Nabi’ye telefon edip kitabın adını “Alemdağ’da Var Bir
Yılan” olarak değiştirmek istemiş. Yaşar Nabi, Sait Faik’in “özel” ısrarları sonucunda kitabın adını
değiştirmeyi kabul etmiş. Fakat, telefondaki konuşma sırasında kitabın
isminin yanlış not alınması nedeniyle,
kitabın ilk baskısı “Alemdağında Var Bir Yılan” olarak yapılmıştır.
Yaşar Nabi, kitabın ikinci
baskısında bu yanlışı düzeltmiştir.
Şimdi
okumakta olduğunuz “Sait Faik’in Durumu” adlı bu yazıyı Ece Ayhan’dan bir
alıntı yaparak sonlandıralım:
“Biraz haksızlık edildi adama.
Yapayalnız bırakıldı. Bir gün Nisuaz’da bir grup adama bir şeyler anlatmak
ister. Aslında edebiyat çevrelerine pek girmezdi ama, o gün orada işte.
Orhan Kemal, Sait Faik konuşmak isteyince şapkasını çıkarıyor -Orhan Kemal
köylü kökenli olduğu için kapalı yerde şapkayla oturur- köylüler kapalı
yerde şapka çıkarmaz ya evet şapkasını çıkarıyor, “Sen şapkama anlat” diyor,
kendi konuşmasını sürdürüyor. Sait Faik dövünerek çıkıyor. Bir şey de
yapmıyor. Horlandı.” *
* Ece Ayhan, Aynalı Denemeler, YKY,
2.Baskı, 2001, s.48