Taş Uçak’ta
(inat insan üstünde
insan inat)
önce/
iki bulutun birbirine
sokulması
denizin kıyıya
ve çıplak bir dalın da alacakaranlığa
dik
dik uzanması
bin yıllık taşların arasından çıkıp yaşayan tek
bir otun
taşlardan daha yükseği
soluması
örneğin
ekmek fırının önünde yatay bir gökdelen
gibi
bu güvercinlerin dizilişi
sonra/
dağı inip çıkan yuvarlanan bir kaya
süresüresüresüresürekli
cezalı birinin bata çıka sabah akşam
o
kayayı yüklenmesi
evet şimdi sağdan say sola doğru düşe
kalka
bu dikenli duvarların ve derneklerin kötülük
bileşimi
geçen her bin sene her bir Taş Uçak’ta
sırtımızın aklını başımıza
getirmeyi
beceremedi
Zafer Yalçınpınar – 5 Şubat 2008