1/
onlar yalan örüyorlar geceleri sıcak sıcak ikram ikram onlar ki sırıtkan ve yarım ağızlıdır sonra ağırlaşıyor ağırlığıyla ağır gündüz motorları ve direksiyonlarıyla kendilerini işe sürüyorlar hizmet ile emek karıştırılıyor birbirine bir hiç için binlerce olta uzanıyor denizin dibine 2/ oysa
balıkçı delicesine içiyor akşamsefaları gibi açıyor kendini boşluğa doğru bir dindar soruyor; “neden içiyorsun?” “denizde balık yok” diyor balıkçı “keza balık olsa daha çok içerim, kendimden” 3/ ikileme sokakta bir lamba gece gece ağlıyor boynu bükük sırtı paslı kemikli damar damar içi kablo kablo ağladıkça ağlıyor ucunda ışık üç gecedir sağanak yağıyor yağdıkça üç gecedir saçağın altında bir gariban bakıyor baktıkça kendisini görür gibi oluyor sokak lambasında dördüncü gecenin sonunda lamba sönüyor gariban da yığılmış bulunuyor kimsesiz bir evin kapısında ilerde bir köprü daha da kamburlaşıyor üstünde kimseyi istemiyor artık garibanın hikâyesini duyunca 4/ sonuçlama benim aklım bir uğrak yeri dizeler gelip gidiyor iki yavru kumru yavaş yavaş birbirinden ayrılıyor Zafer
Yalçınpınar 20 Ekim 2010
|